Bursa tam anlamıyla bir gurme şehri olarak da ifade edilebilmesinin yanında, bölgenin Trakya, Ege ve İç Anadolu’ya olan yakınlığı aynı zamanda şehrin merkezi konumu yanında son yüz yıldır başta Balkanlar olmak üzere şehrin aldığı göç miktarı bu yörelerin lezzet yolculuğunda Bursa’nın da önemli bir yere sahip olmasını sağlamıştır.

Bursa ve yemek dendiğinde ilk belirtilmesi gereken damak lezzeti tartışmasız İskender Kebap olmakla beraber, İskender Kebap yanında;

• Pideli köfte
• Cantık
• Elbasan tava
• İnegöl köfte
• Kestane şekeri
• Tahinli pide
• Bağdat hurması
• Süt helvası
• Kemalpaşa tatlısı

Ön plana çıkan diğer önemli Bursa lezzetleridir.

Bursa coğrafi konumu, kültürel mirası ve tarihi yapısıyla Türkiye’nin en önemli ve gözde şehirlerinden biri olmakla beraber, Uludağ başta olmak üzere turistik mekanlarıyla da oldukça dikkat çekmektedir. Bu özellikleri Bursa’da yaşayanlar ve dışarıdan gelen ziyaretçiler için lezzet duraklarını da oldukça önemli hale getirirken, Bursada ne yenir sorularının da daha sık sorulmasına neden olmaktadır.

Bursa dendiğinde yüzyıllardır akla ilk gelen lezzet kesinlikle İskender olmakla beraber Bursa’nın meşhur yemekleri sıralamasında İskender her daim baş köşede oturmaya devam etmektedir. Sadece İskender yemek için Türkiye’nin hemen hemen her ilinden Bursa’ya her mevsim akın eden insan varlığı, Bursa’da İskender yapılan her mekanda İskender için ayrı bir emek verilmesine yol açarken, İskender yanında verilen yoğurt, tereyağ domates ve biber gibi detayların dahi daha özenli seçildiği de görülmektedir. Özel olarak günlük ve taze seçilen etin yanında, etin marine edilişi, yoğurt ve tereyağ seçimi İskender’in özel sırlarından sadece bazılarını oluşturuyor.

Pideli köfte, Bursa lezzetleri arasında İskender’e en yakın lezzet olmakla beraber, İskender için verilen emeklerin aynı şekilde ifa edilmesi anlamına da gelmektedir. Pideli köfte, Bursa’nın meşhur köftesinin İskender pidesi ve sosuyla servis edilerek üzerine tereyağ dökülmesiyle meydana gelen bir lezzet olarak göze çarparken, köftenin lezzet ve asaleti yanında pide ve sos seçimi de Bursa pideli köftenin değişmeyen lezzetinin de anahtarı konumunda bulunuyor.

Bursa’ya özgü lezzetlerin en önemlilerinden biri olan ve yolu Bursa’dan geçenlerin başvurdukları hediyeliklerin de başında gelen Bursa kestane şekeri aslen Uludağ eteklerindeki kestane ağaçlarından toplanan kestanelerin şekerli şerbette kaynatılarak yapılırken; Kestane şekeri için Kemalpaşa tatlısıyla beraber Bursa’nın en karakteristik tatlısı olduğu da kolaylıkla söylenebilir. Normal ve çikolatalı çeşitleri bulunan kestane şekeri ünü Bursa’dan dünyaya yayılan bir diğer lezzet olarak da nitelendirilmektedir.

Kemalpaşa tatlısı da aynı İnegöl köfte gibi adını Bursa’nın önemli bir ilçesinden alan ve ünü dünyaya yayılmış bir tatlıdır. Bu küçük ve şerbetli tatlının asıl ismi Mustafa Kemal Paşa peynir tatlısı olmakla beraber, peynirin zaman içerisinde çabuk bozulma özelliği neticesinde tatlıda kullanılan peynir miktarının zamanla en aza çekildiği de gözlemlenmektedir.

Ahmet Hamdi Tanpınar “Beş Şehir” adlı kitabında övgüyle bahseder bu köklü şehirden. “Bursa’da ikinci bir zaman daha vardır” der, “Yaşadığımız, gülüp eğlendiğimiz zamandan çok daha başka, derin, takvim ve saatle alakası olmayan yekpare bir zaman…” Tanpınar’ın ne kadar haklı olduğunu Bursa’yı keşfettikçe daha iyi anlıyor insan.

Ulu Yol‘dan içerilere doğru usul usul ilerlerken tarihi camiler ve hanlar sarıyor dört bir yanınızı. Sanki şimdiki zamanla olan bağınız kopuyor ve kendinizi yüzyıllar öncesine seyahat ederken buluyorsunuz. Bursa’da sizi bekleyen elbette sadece tarih değil, doğal güzellikleriyle de görülmeye değer bir şehir Bursa. Yanı başındaki Uludağ yemyeşil etekleriyle selamlıyor sizi. Saitabad Şelalesi buz gibi suyuyla sıcak havalarda en keyifli serinleme mekanları arasında yer alırken Gölyazı Apolyont’un kıyısında huzur dolu vakit geçirmek isteyenleri bekliyor.

Bursa gezilecek yerler saymakla bitmez. Tarihini solumak isterseniz Bursa Ulu Cami, Kozahan ve Hanlar Bölgesi, Irgandı Köprüsü, Yeşil Cami ve Külliyesi, Emirsultan Cami ve Külliyesi, Yıldırım Bayezid Cami ve Külliyesi, Tarihi Cumalıkızık Köyü, Muradiye Cami ve Külliyesi, Tarihi İnkaya Çınarı, Murad Hüdavendigar Cami ve Külliyesi, Bursa Müzeleri vb. yerleri mutlaka görmelisiniz.

Deniz havası almak isterseniz rotanızı Güzelyalı ve Mudanya‘ya çevirebilir, Trilye‘nin meşhur Çamlı Kahvesi’nde denize karşı bol köpüklü Türk kahvenizi yudumlayabilirsiniz. Doğa ile daha fazla iç içe olmak isterseniz Sadağı Kanyonu listenize eklemeniz gereken yeryüzü cennetlerinden biri. Karacabey Longoz Ormanları da dört mevsim ayrı güzellikler sunan Bursa’nın doğal güzellikleri arasında.

Orhan Veli’nin dizelerine hayat veren Gemlik ile MÖ 2500 yılına uzanan zengin bir tarihe sahip İznik; Bursa’ya yolunuzu düşürmek için başlı başına bir sebep. Bu şehirde tarihe de, doğaya da, deniz havasına da doymanız garanti. Doymak demişken Bursa’nın damak çatlatan lezzetlerine de ayrı bir parantez açmak lazım. İskender kebap, pideli köfte, cantık, tahinli pide, Kemalpaşa tatlısı ve Bursa kestanesi tadılması gereken lezzetler.

Hem göze hem mideye hitap eden böyle bir şehir kolay kolay bulamazsınız. Bursa’ya yolunuz düşerse, tüm bu güzellikleri keşfederek deneyimlemenizi tavsiye ediyoruz.

Dünyada Türk mutfağı denince akla gelen ilk yemek olan kebap, şiş üzerine dizilmiş et ya da kıymanın kömür veya odun ateşi üzerinde pişirilmesiyle meydana gelmektedir. Kendi içerisinde birçok çeşidi olan kebap, şehirden şehre farklılık gösteren birçok tarif ve kültürü de içinde barındırmaktadır.

Arapçadan dilimize geçen “kebap” kelimesi “kebuba” kökünden gelmektedir ve bu kelime “kavurmak, közlemek” anlamını taşımaktadır. Bin yılı aşkın süredir Anadolu topraklarında yapılan kebabın anavatanı Güneydoğu Anadolu ve Doğu Akdeniz’dir. Gaziantep, Şanlıurfa, Adana ve Mersin kebap konusunda ilk sıralarda yer almaktadır. Bu şehirlerin her biri farklı kebap pişirme ve sunma tarzlarına sahip olup yüzyıllardır aralarında tatlı bir rekabet de bulunmaktadır.

Selçuklu mutfağından Osmanlı saray mutfağına kadar uzanan geniş dönemde kebap hep sarayların mutfağında olmuştur. Birçok Osmanlı padişahının en sevdiği yemekler arasında tandır kebabı, kuzu kebabı, tas kebabı ve şiş kebap bulunmaktadır. Döner olarak bilinen döner kebabı, Türk mutfağının ününü tüm dünyaya duyurmuştur.

Kıymadan yapılan kebapların zırhlarla çekilmesi, birçok baharatın yanı sıra karabiber ve tuz ile harmanlanması, şişe takılması ve pişirilmesi başlı başına ustalık gerektiren bir iştir. Kebap başta domates, soğan, biber ve patlıcan olmak üzere birçok sebze ile servis edilmekte yanında birçok salata ile birlikte de sunulabilmektedir.

Bunların yanı sıra patlıcanlı kebap, domatesli kebap, soğanlı kebap başta olmak üzere birçok sebzeyle birlikte de kebap hazırlanmaktadır. En iyi kebabın kuzu etinden yapıldığını her fırsatta dile getiren kebap ustaları, etin zırhla çekilmesi gerektiğini de ısrarla vurgulamaktadır.

Kebap eti hazırlanmadan önce yağ ve sinirlerinden ayrılması, özel olarak terbiye edilmesi, etin içerisine hiçbir sakatat etinin konulmaması da iyi bir kebap elde etmek için oldukça önemli hususlar olarak karşımıza çıkmaktadır.